Çocukluğumuzdan beri acı veren aşklar öğrendik. Hangi aşk daha çok acı
veriyorsa en büyük aşk oydu bizim için.. Ve artık biri seni istemese bile,
sessizce ömrünü ona adamak Kahramanlıktı... Öyle öğretilmişti.
Ama büyüyorum galiba. Çünkü anladım ki umutsuzca beklemek, çaresizce bağlanmak
ve bir aşka bir ömür adamak kahramanlık değil aptallıkmış sadece...
Yıllar boyunca binlerce kez Allah'tan dilediğim milyonlarca cümlede anlatmaya
çalıştığım kadın artık HOŞÇAKAL...
Anladım ki senin bundan sonraki hayatında bir saniyenin bile sahibi değilim.
Sen gideli çok oldu... Ama ben şimdi gidiyorum. Üzgünüm sana hiçbir şey
bırakmıyorum bu aşktan. Zaten sen mutlu günleri alıp çoktan gitmiştim
bu şehri bırakarak bana. Kaç giden senin kadar kanatır bir insanı ya da
kaç kalan benim kadar safça hatta salakça bekler bir hayali... Ama artık
önemi yok verilmiş sözlerin ağırlığından nasıl kurtulduysan sen, bende
kurtulurum elbet...
Son kez yazıyorum sana son kez hatırlayarak sana dair ne varsa. Düşünerek
ilk günden son güne kadar her şeyi... Bir daha hatırlamamak üzere.
Artık gönül rahatlığıyla gidebilirim... Ancak gitmeden önce son bir şey
kaldı sanırım. sana Bir cevap borcum vardı ... Yüzüğü çıkarttın mı diye
sormuştun. Dün gece çıkarttım. Parmağımda izi kaldı sadece..
Biliyorum oda geçecek zamanla ... Umarım sende onunla birlikte yavaş yavaş
silinirsin hayatımdan..